Tarihimizin en "soğuk" sayfasını
oluşturan, Doğu Cephesinde kara kışa kurban verdiğimiz doksan bin civarındaki
şehitlerimiz için yakılan yüzlerce ağıttan birisi, en meşhuru Sarıkamış Ağıdı.
Ağıt geleneğinin en canlı olduğu Avşar boyundan ümmi bir kadının söylediği,
yürekten kopup gelen ağıt, tarih derslerinde buradaki harekatla ilgili bölümde
mutlaka öğrencilere dinletilmeli.
Kayseri/Pınarbaşı’nın Sindel (Kayabaşı) Köyünden
Kara Zala (Zeliha)’ya ait olduğu söylenen ağıt aynı köyden başkalarının da
eklemeleri ile uzun bir ağıt olmuştur. Ancak bu dilden dile dolaşan ağıtları 4
kişinin söylediği rivayet ediliyor. Bu bilgiler kesin olmamakla birlikte,
söyleyenler şöyle:
1) Kara Zala
2) Molla Mustafa, Hasan Ağa’nın oğlu, Memiş’in kardeşi
3) Hamma. Kocasıyla birlikte 6 kayını savaşa giden, Bekir Ağa’nın gelini, savaştan tek sağ dönen Bayazıt (Eyri) Çavuş’un karısı.
4) Sırıklı Döndü. Bekir Ağa’nın karısı ve savaşta ölen 6 kardeşten biri olan Hüseyin’in anası
2) Molla Mustafa, Hasan Ağa’nın oğlu, Memiş’in kardeşi
3) Hamma. Kocasıyla birlikte 6 kayını savaşa giden, Bekir Ağa’nın gelini, savaştan tek sağ dönen Bayazıt (Eyri) Çavuş’un karısı.
4) Sırıklı Döndü. Bekir Ağa’nın karısı ve savaşta ölen 6 kardeşten biri olan Hüseyin’in anası
(Kaynak: Sindel Köylüleri)
Bu ağıdın halk ağzıyla söylenişi yürekleri parçalar. Aşağıdaki linkten bir
örneğini dinleyebilirsiniz:
Allah hepsine gani gani rahmet eylesin.
---------------------*------------*---------------
Sarıkamış Ağıdının söyleyenlere göre sözleri aşağıdadır:
KARA ZALA
Yüce dağdan yüce dağa
Yalım vurdu koca dağa
Gayri telime tokanma
Ben ölüyom Hasan Ağa
Kaç gün oldu Anşa öleli
Alnında kaşı hilali
Alıbazın anasıyım
İndi boğazı laleli
Sarıkamış Altınbulak
Soğanlı’yı biz ne bilek?
Bizim uşak gökçek gezer
Ağca zubun gara yelek
Yüce dağdan yüce dağa
Yalım vurdu koca dağa
Gayri telime tokanma
Ben ölüyom Hasan Ağa
Kaç gün oldu Anşa öleli
Alnında kaşı hilali
Alıbazın anasıyım
İndi boğazı laleli
Sarıkamış Altınbulak
Soğanlı’yı biz ne bilek?
Bizim uşak gökçek gezer
Ağca zubun gara yelek
Ayşe bekar, Cennet bekar
Acemi talime çıkar
Dört oğlum sefer ağzında
Yusufum (Topalım) gahrımı çeker
Kuşağı belime sardım
Gışlanın önüne vardım
Dört oğlum asker deyince
Orda bir aferin aldım
Gadasını aldığım Eşe
Tekerim dayandı daşa
Seferiberliği durdur
Elin öpem Enver paşa
Şu taşları çektiriyim
Hep dereye döktürüyüm
Musa Ağam ayaklı yapsın
Bende gazi yaptırıyım
MOLLA
MUSTAFA
Sivas’tan Sarıkamış’tan
Bir habar verin Memiş’ten
Yavaş indir arabacı
Gardaş inemez yokuştan
(Sivas’tan, Sarıkamış’tan
Yatamıyom kara düşten
Hastam zayıf arabacı
Ağır indirin inişten)
Yatamıyom kara düşten
Hastam zayıf arabacı
Ağır indirin inişten)
Aziziye baba yurdum
Kafkaslara tabya kurdum
Benim korkum Urus değil
Kara gışa kurban verdim
Çadırlar dağa kuruldu
Hücum borusu vuruldu
Hücum borusu vuruldu
Bir Sarıkamış uğruna
Doksan bin şehit verildi
Sarıkamış derler ordunun yeri
Yaralanan asker sevk olur geri
Yaralanan asker sevk olur geri
Benim gardaşımın iki adı var
Birisi Memiş de birisi Sarı
Birisi Memiş de birisi Sarı
Sarıkamış derler ordu dergaha
Garıkmış elleri tutmaz parmağa
Yaralı Suvaz’a (Sivas) gelen Memiş’in
Garıkmış elleri tutmaz parmağa
Yaralı Suvaz’a (Sivas) gelen Memiş’in
Ta Sindel’e geldi ganlı köynağa
Gayanın başına çıkar
Derelere eder zılgıt
Şarapnal gelip vuruncaaz
Ganı akmış ılgıt ılgıt
Elin elime alır da
Giderim dereye aşşağa
Danedim (baktım) de göremedim
Gayıp emmimin uşağı
SIRIKLI DÖNDÜ
Oğlu olanlar herk ediyor
Edemeyenler terk ediyor
Her nereye baktımısa
Gelin kız çifte gidiyor
Yüzbaşılar binbaşılar
Tabur taburu karşılar
Yağmur yaayıp gün daence
Yatan şehitler ışılar
Yumam ırbıgın dışını
Belaya goydun başımı
Soysuz mu ki benim oğlum
Goyup gelmez gardaşını
HAMMA
Sarıkamış ne aralı
Kimi ölmüş kimi yaralı
Bunu duyan var mı ola
Yalan dünya kurulalı?
İbrişimin gozaları
Battı Avşar gazaları
Sarıkamış’ta galdılar
Gonca gülün tazeleri
Hava soğuk kış geliyor
Bilmeyene hoş geliyor
Şarkışlaya giden ganı (kağnı)
Dolu gidip boş geliyor
Aşağıdaki dörtlükleri de 6 kardeşi Sarıkamış’ta şehit olan Bekir Ağa’nın
kızı FATİŞ söylüyor:
Dokuz gardaşı ölenin
Benim gibi olur bacısı
Sivas’a tabur dökülmüş
Benim anamın kuzusu
Böyle uzun dal mı olur
Böyle çürük soy mu olur
Bir obadan bir ocaktan
Altı gelin dul mu galır.
Aşağıdaki dörtlükleri kimin söylediği belli değil. Ancak Sarıkamış ağıdı
olarak bunlar da söyleniyor.
Uşak gider sürüyünen
Mehter öter boruyunan
Her nereye vardıyısam
Bir gelin var, karıyınan
Mehter öter boruyunan
Her nereye vardıyısam
Bir gelin var, karıyınan
Erzincan'ın fakıları
Ezan sünnet etti mola?
Avşarelli oğlancığım
Camilerde yattı mola?
Yaşa emmim oğlu yaşa,
İn atını bağla taşa.
Ne Sivas'ta eğleniyon
Öte gitsen olun paşa
Şu öksüz de dil bilmiyor
Ben oldum onun anası.
Özne misin (damat)
Sürmel'oğlum
Hani eliyin kınası?
Mor kefiye başlarında
Su içtiğim teştlerinde
Bizim uşak av ediyor
Şu Kaman'ın taşlarında
Soğanlı'da bir harp oldu
Nice canlar orda kaldı
Sarıkamış alınınca
Sağ olanlar mektup saldı
Gelinler öksüz nen'liyor
Emiş'in alnı parlıyor
Sağından yaralı aslan
Solundan kanı damlıyor
Sarıkamış görkemlice
Alnı kara perçemlice
Şu geline sahip gerek
Tor kalmadı sümsüm koca
Bu zamanda adamm' gider
Dağları bürüdü gırcı (ince kar-dolu)
Sarıkamış ta kalanın
Teri kokar burcu burcu
Karlı dağların yelkesi
Geçti feleğin öykesi
Ağca zıbın kara yelek
Geldi şehidin soyhası
Bir kurt dadandı desteme
Bir oğlan düştü hıstama (pay)
Kağıt yazar tel çekerim
Sadırazam Şeyhülislama
üç oğlum var üç taburda
Silahlar dolu kuburda
Aman oğlum sabır eyle
Çok keramet var sabırda
Kalktı ekin, kaldı firez
Cahallar (gençler) almadı muraz
Yenile onbeşli gitti
Yüzü gül gül, dudak kiraz
Sevgili hemşehrim, Sarıkamış Ağıtları'nı her okuyup dinlediğimde ve her söylediğimde boğazım düğümleniyor, bugülerde şehit haberlerini aldığımda olduğu gibi. Gönlünüze sağlık.
YanıtlaSil