Simplicity

"Simplicity is not a simple thing."
"Basitlik basit bir şey değildir."
Charlie CHAPLIN

22 Ekim 2014 Çarşamba

Kamu Hizmeti Sunan Birimler ve Hizmet Sunum Usulleri Gözden Geçirilmelidir

Devletin ve onun ete kemiğe bürünmüş şekli olan kamu yönetiminin temel varlık sebeplerinden biri vatandaşlarına ve iş dünyasına belli hizmetleri sunmaktır. Kamu yönetimi örgütlenirken o gün için geçerli olan şartlara ve imkanlara göre, hangi hizmetleri vereceği ve bunları nasıl vereceği belirlenmiştir. Ancak her geçen gün -özellikle günümüzdeki hızlı değişim dikkate alındığında her geçen an- yeni hizmet ihtiyaçları ortaya çıkmakta, yeni talepler oluşmakta ve kamu yönetimi bu güncel ihtiyaç ve taleplere "demode" yapısıyla cevap vermeye çalışmaktadır. Oysa bilgi çağının getirdiği imkanlar göz önüne alındığında kamuda "bugün git yarın gel" devrinin çoktan bitmiş olması gereklidir. Elbette bu sadece bir örgütlenme sorunu olmayıp belki arkasındaki daha önemli husus olan "anlayış/zihniyet" sorunudur. Kastettiğimiz; "bir hizmet daha iyi ve hızlı, ucuz, etkin verilebilecekken, değişik sebeplerle geleneksel/bürokratik usullerde ısrar edilmesidir." 

Kamu yönetiminde kendini yenileme ve değişimi izleme sadece bir ihtiyaç değil mecburiyettir aynı zamanda. Kamu hizmeti sunmak üzere tasarlanan ve uygulamaya geçirilen bir örgütün/organizasyonun/yapının kuruluşu tamamlandığı andan itibaren reform/güncelleme ihtiyacı da ortaya çıkmaktadır. Bu hususu göz önüne aldığımızda, her örgütte/kurumda değişimi ve yenilikleri takip edecek, hatta takip etmekle kalmayıp kendisi yenilikler/icatlar yapacak bir birime ihtiyaç olduğu görülmektedir. İnovasyon kamu kurumlarının gündemine girmek zorundadır.

Buradan hareketle, sayın Başbakanın açıkladığı -içinde güvenlik dışı konular da olmasına rağmen- "güvenlik paketi"nde yer alan bazı hususlar özellikle dikkat çekmektedir. Şöyle ki, pasaportların emniyet birimleri yerine nüfus ve vatandaşlık işleri müdürlüklerince verilmesi, nüfus kayıt örneği veya ikametgah gibi belgelerin artık e-devlet kapısından alınacak olması, soyadı işlemleri ile ilgili olarak mahkeme kararına gerek kalmayacak olması, kişisel hallerle ilgili olarak (doğum, evlenme, boşanma gibi) devlet dairelerine gitmek yerine bildirimle yetinilecek olması daha iyi kamu hizmeti sunumu umudumuzu artırmaktadır. Burada önceki görev yerindeyken, özellikle pasaport ve sürücü belgeleriyle ilgili çalışmalarda yer almış biri olarak, yapılacak daha bir çok işin olduğunu belirtmek gerekir. 

Bu "paket" ile artık ülkemizde de "beyan esas, belge istisna" anlayışına; "vatandaşın beyanı doğrudur" kabulüne geçilmekte olduğunu memnuniyetle görmekteyiz. Olması gereken de budur. Yani, vatandaşın beyanı esas olmalı, doğru beyanda bulunduğu kabul edilerek işlemler yapılmalı, ancak bu beyanların doğruluğunu kamu kurumları kendileri teyit etmeli ve yanlış beyanda bulunanlara gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. Ülkemizde her şeyi belgeye bağlama anlayışının ardında vatandaşa güvensizlik olduğu kadar kamunun kendine olan güvensizliğinin de bulunduğunu düşünüyorum. İronik olarak vatandaş da "siz bana güvenmeyip her şeyi belgeye bağlarsanız ben de sizin güvensizliğinizi boşa çıkarmayıp her işin hilesine kaçarım" der gibi hareket etmektedir. Sahte ve yanlış belgelerle emekli olanlar, gayrimenkul ve araç alıp satanlar, diploma sahibi olanlar vs düşünüldüğünde bu önermemizin kısmen de olsa doğru olduğu görülecektir. Vatandaşların yanlış veya yalan beyanda bulunduklarında başlarına bir şey gelmeyeceğine dair inançları da bir çok "pervasızlığı" beraberinde getirmektedir.Bu durumu önlemenin en iyi yolu vatandaşa güvenmek, bu güveni kötüye kullananlara gerekli yaptırımları uygulamaktır. 

Kamu hizmeti sunumuyla ilgili temel sorulardan biri de "bu hizmetin bu kurum tarafından sunulması doğru mudur?" sorusudur. Pasaport örneğinde olduğu gibi, kamu hizmeti sunumu yapan birimlerin ve bu hizmetlerin sunum usullerinin gözden geçirilmesi elzemdir. Esas belge olan nüfus cüzdanı ile kıyaslandığında tali bir belge sayılabilecek pasaport ile işlenebilecek suçlar daha azdır. Ancak yine de pasaport güvenlik için daha önemli sayılmaktadır. Bu anlayış gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca pasaport başvurularındaki süreç hala çok uzundur. Bu sebeple her ilçede teşkilatı bulunan nüfus müdürlüklerince başvuruların alınması ve pasaportların adrese gönderilmesi vatandaş için daha memnuniyet verici olacaktır. 

Aynı gerekçelerle; sürücü belgesi alma ile ilgili olarak, bütün eğitim ve sınavları yapan milli eğitime bağlı sürücü kursları iken ve sürücü adayları gerekli bütün belgeleri bu kurslara kayıt sırasında vermekte iken, "hangi sebeple kurs sonunda düzenlenen sertifikanın sürücü belgesine dönüştürülmesi için emniyet birimlerine gidilmekte ve daha önce kursa kaydolurken verdiği belgeleri yeniden aynı yere vermektedir?" sorusunun cevabı da hizmetin hangi kurum tarafından verileceğine dair bir fikre götürecektir bizi.

Günümüzde, kamu kurumlarının hala kağıt/belge isteme uygulamasını sürdürmeleri hastalıklıdır. Bir kamu kurumunun bir hizmeti vermek için ihtiyaç duyduğu bilgi veya belge zaten başka bir kamu kurumunun kayıtlarında yer almaktadır. İş sahiplerinin/ vatandaşın postacı olarak kullanılması yerine, kurumlar bu bilgi ve belgeleri kendileri edinebilirler. Buna bir engel yoktur. Sadece kişisel bilgilerin korunması hususuna riayet edilmesi bürokrasi ve kırtasiyeciliği inanılmaz derecede azaltacak; vatandaş memnuniyetini ve devlete olan itimadı aynı derece artıracaktır. 




1 yorum:

  1. Eğer, " hangi hizmetin hangi kurumun tarafındanyapılması gerektiği" vatandaşa sorulsaydı ve gerçek anlamda vatandaşın beyanına güvenilseydi...
    Zaten o zaman vatandaş olduğumuzu hissederdik. Vatandaş da o eğitim ve bilinç düzeyinde olsaydı elbette...

    YanıtlaSil